Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.
- Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring.
Mary eskisi oldukça yırtık pırtık olduğundan dolayı ütü masası için yeni bir örtü alması gerektiğini düşündü.
- Mary thought to herself that she ought to buy a new cover for the ironing board since the old one was getting pretty tattered.
What flavors do you have?
- Sen hangi tatlara sahipsin?
Perhaps the three most popular ice cream flavors are vanilla, chocolate and strawberry.
- Belki üç en popüler dondurma tatları vanilya, çikolata ve çilektir.
I tasted all goods, and didn't find better than good health.
- Ben bütün iyileri tattım, ve sağlıklı olmaktan daha iyisini bulmadım.
The apples from our own tree taste much better than the sprayed apples from the supermarket.
- Bizim kendi ağacımızdan gelen elmalar marketten gelen püskürtülmüş elmalardan çok daha iyi tat veriyor.
I want something sweet.
- Tatlı bir şey istiyorum.
Sweet words bring the snake out of its hole.
- Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Wetlands can have freshwater, salt water, or a mixture of both.
- Sulak alanlar tatlı su, tuzlu su ya da her ikisinin bir karışımına sahip olabilir.
This soup is somehow bland. Maybe add more salt...?
- Bu çorba bir şekilde tatsız. Belki biraz daha tuz mu ilave etneliyiz...?
How about ice cream with chocolate sauce for dessert?
- Tatlı için çikolata soslu dondurmaya ne dersin?
The sweetness of Interlingua was more suited to my poetic vision.
- Interlingua'nın tatlılığı benim şiirsel vizyonum için daha uygundur.