to talk; to speak; to prattle

listen to the pronunciation of to talk; to speak; to prattle
الإنجليزية - التركية

تعريف to talk; to speak; to prattle في الإنجليزية التركية القاموس.

carp
yersiz tenkit
carp
dırdırlanmak
carp
sazan balığı

Tom sazan balığını küvete koydu. - Tom put the carp in the bathtub.

Gölet sazan balığıyla doludur. - The pond abounds with carp.

carp
sazan balığı,v.kusur bul: n.sazan
carp
{f} kusur bul
carp
sazanbalığı
carp
dırdır etmek
carp
i., zool. sazan
carp
{f} beğenmemek
carp
{f} mızmızlanmak
carp
(isim) sazan
carp
carper kusur bulan kimse
carp
fazla tenkitçi olan
carp
(fiil) eleştirmek, kusur bulmak, beğenmemek, mızmızlanmak
carp
carpingly devamlı kusur bularak
carp
{f} kusur bulmak
carp
mızmızlan
carp
{i} sazan

Temiz bir nehir kasabamızda akar ve onun içinde yüzen bir sürü sazan görebiliriz. - A clean river flows through our town, and we can see many carp swimming in it.

Bu gölün bir sürü sazanı var. - This pond has a lot of carp.

الإنجليزية - الإنجليزية
carp
to talk; to speak; to prattle
المفضلات