Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
- Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.
Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.
- If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.
Yemek için fazla yiyecekleri yoktu.
- They did not have much food to eat.
Bir şeker hastası hangi yiyecekleri yememeli?
- What foods should a diabetic not eat?
Canım çok yemek yemek istemiyor.
- I don't feel much like eating.
Tom'un canı çok yemek yemek istemiyordu.
- Tom didn't feel much like eating.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Tom otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi.
- Tom wanted to eat at the small restaurant behind the hotel.
I have to have him in court tomorrow, if he doesn't show up, I forfeit the bond and I have to eat the $300,000 - From the movie Midnight Run.