to swell; to increase the bulk of

listen to the pronunciation of to swell; to increase the bulk of
الإنجليزية - التركية

تعريف to swell; to increase the bulk of في الإنجليزية التركية القاموس.

size
büyüklük

Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir. - Our school was not the same size as yours.

Asya yaklaşık olarak Avrupa'nın dört katı büyüklüktedir. - Asia is roughly four times the size of Europe.

size
Boyut

Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır. - A person's heart is approximately the same size as their fist.

Bu ayakkabılardan benim boyutumda olanından sizde var mı? - Do you have these shoes in my size?

size
ölçü

Sizce Tom'un ayakkabı ölçüsü nedir? - What do you think Tom's shoe size is?

Daha küçük ölçün var mı? - Have you got smaller size?

size
ebat

Onlar değişik ebatlarda üretilmektedir. - They are manufactured in various sizes.

Bu elbise, üç ebatta gelir. - This dress comes in three sizes.

size
büyüklük, boyut boyut
size
{f} büyüklüğüne göre ayırmak
size
fi
size
{i} önemli miktar
size
{f} sertleştirmek (şapka)
size
Sığa
size
aharlamak
size
haşıl
size
ahar
size
hacim
size
cesamet
size
istenilen ebatta kesip biçmek
size
{i} (ayakkabı için) numara; (elbise için) beden; (şişe/kutu için)boy: What size shoe do you want? Kaç numara ayakkabı
size
size upkdili
size
(fiil) büyüklüğüne göre ayırmak, çirişlemek, tutkallamak, sertleştirmek (şapka)
الإنجليزية - الإنجليزية
size
to swell; to increase the bulk of
المفضلات