Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.
- All you have to do is sweep the floor.
Mary evi süpürmek istiyor.
- Mary wants to sweep the house.
Tom bir baca temizleyicisidir.
- Tom is a chimney sweep.
Bu süpürgeyi ödünç almam gerekiyor.
- I need to borrow this broom.
Süpürgeyi almaya gideceğim.
- I'll go get the broom.
Tom Mary'den yeri süpürmesini istedi.
- Tom asked Mary to sweep the floor.
Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.
- All you have to do is sweep the floor.
Tozu süpürmemiz gerekir.
- We need to sweep up the dust.
Onu odayı süpürürken görüyorum.
- I see her sweeping the room.
We broomed the dirt floor clean with spruce branches, brought our gear inside, and moved in.
... The first sunrises sweep across a foreboding alien planet, ...