Bu süreçte biz özne miyiz, yoksa nesne miyiz?
- Are we subjects or objects in this process?
İngilizcede normal cümle yapısı özne - yüklem - nesne /tümleçtir.
- In English, the usual sentence structure is Subject - Verb - Object/Complement.
Ben konunun inceliklerini kavrayamam.
- I cannot appreciate the subtleties of the subject.
Matematik iyi bir konudur.
- Mathematics is a good subject.
Lisede birçok konuda ders alıyoruz.
- We study many subjects in high school.
İngilizce en sevdiğim ders oldu.
- English has become my favorite subject.
Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
Tarih onun ana branşı değil.
- History is not his major subject.
İngilizce bir SVO dilidir, çünkü özne önce gelir, ardından fiil ve daha sonra nesne gelir.
- English is an SVO language because the subject comes first, followed by the verb and then the object.
İngilizcede normal cümle yapısı özne - yüklem - nesne /tümleçtir.
- In English, the usual sentence structure is Subject - Verb - Object/Complement.
İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti.
- The Emperor ordered one of his servants to kill himself.
Akıl iyi bir uşak fakat kötü bir efendidir.
- The mind is a good servant, but a poor master.
Bir uşak özel bir evde bir hizmetçi olarak çalışan adamdır.
- A manservant is a man who works as a servant in a private house.
Ona hizmet edecek üç hizmetçisi vardı.
- He had three servants to wait on him.
Bir hizmetçi gibi davranırsan, bir hizmetçi gibi davranılırsın.
- If you behave like a servant, you'll be treated like a servant.
Güçlü bir adam yolsuzluğa tabi olamaz.
- A man of strong will is not subject to corruption.
İthalat malları yüksek vergilere tabidir.
- Import goods are subject to high taxes.
Kapa çeneni, cehennemin kulu!
- Shut up, servant of hell!
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
Ağır eleştiriye maruz kaldı.
- He was subjected to severe criticism.
Tom, tam bir vücut aramasına maruz bırakıldı.
- Tom was subjected to a full body search.
The Roman Empire ruled many subject territories.
Her favorite subject is physics.
... so one more question on the subject and it with the top voted video question in ...
... I see demography as a central subject related ...