to strike or beat, notably with a cane or similar implement; to destroy

listen to the pronunciation of to strike or beat, notably with a cane or similar implement; to destroy
الإنجليزية - التركية

تعريف to strike or beat, notably with a cane or similar implement; to destroy في الإنجليزية التركية القاموس.

cane
{i} kamış

Sadece şeker kamışı şekeri kullanırım. - I only use cane sugar.

Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır. - The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.

cane
{f} dövmek
cane
şekerkamışı
cane
{f} sopalamak
cane
{f} sopayla döv
cane
değnekle dövmek
cane
{i} değnek

Öğretmenimiz bizi bir değnekle dövmeden önce Bu, sizden ziyade beni incitecek. derdi. - Our teacher used to say This is going to hurt me more than it hurts you before laying into us with a cane.

Tom bir değnek olmadan yürüyemedi. - Tom couldn't walk without a cane.

cane
{i} sopa

Tom bir sopayla yürür. - Tom walks with a cane.

Bir sopa ile yürüyen yaşlı adam Tom'un onun caddeyi geçmesine yardım etmesini istedi. - An old man walking with a cane asked Tom to help him across the street.

cane
{i} bambu
cane
canebrake kamışlık
cane
{f} hasırla kaplamak
cane
boğürtlen veya ahududunun sapı
cane
cane mill şekerkamışı değirmeni
cane
cane sugar şekerkamışından yapılmış şeker
cane
{f} baston ile dövmek
الإنجليزية - الإنجليزية
cane
to strike or beat, notably with a cane or similar implement; to destroy

    الواصلة

    to strike or beat, no·ta·bly with a cane or si·mi·lar implement; to de·stroy

    النطق

المفضلات