Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
- I don't have enough space to store these boxes.
Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
- I don't have enough space to store these boxes.
Biz samanı samanlıkta depoladık.
- We stored the hay in the barn.
Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum.
- He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.
Mağaza ne zaman açılıyor?
- What time does the store open?
Amcamın cadde boyunca bir mağazası var.
- My uncle has a store along the street.
Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
- I bought a bottle of beer at the liquor store.
Oyuncak dükkânı kapandı.
- The toy store is closed.
Saman ahırda depolanır.
- Hay is stored in the barn.
Biz samanı samanlıkta depoladık.
- We stored the hay in the barn.
Onun büyük bir gıda stoku var.
- He has a large store of food.
Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.
- I have to fill in for Tom at the store.
Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.
- This bag is not available in any store.
iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.
- One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store.
The main store of 1000 36-bit words seemed large at the time.
This operation stores the result on the stack.
This building used to be a store for old tires.
I need to get some milk from the grocery store.
I'll store these books in the attic.
... So here we have the store on the tablet. ...
... applied for a job at a Lancome counter at a department store. ...