Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.
- No one can master English if he doesn't make effort.
Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.
- I'll make an effort to get up early every morning.
Çabalar sonuç getirmedi.
- The efforts brought about no effect.
Çabalar her zaman faydalı olmaz.
- Efforts do not always pay off.
Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.
- Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.
Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı.
- It was a collaborative effort.
Hiçbir şey çaba harcamadan ölümlülere verilmez.
- Nothing is given to mortals without effort.
Amaçlarımıza ulaşmak için her zaman çaba harcamak zorundayız.
- We always have to make efforts to reach our goals.
Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
- We must do everything we can to stimulate the economy.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
- Praise stimulates students to work hard.
Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
- We must do everything we can to stimulate the economy.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
... individually in response to different needs and stimulate he also believe this ...
... and has all brain we close down to further stimulate if you checked it ...