to spend (money)

listen to the pronunciation of to spend (money)
الإنجليزية - التركية

تعريف to spend (money) في الإنجليزية التركية القاموس.

drop
{f} düşürmek
drop
düşüş

Bir iğnenin düşüşünü duyacak kadar yeterince sessiz. - It's quiet enough to hear a pin drop.

Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin. - You could've heard a pin drop.

drop
{f} görüşmemek
drop
{i} az miktar
drop
{f} ilişkisini kesmek
drop
bomba atmak
drop
(Bilgisayar) bırak

Tom, Mary'yi John'un evinin önünde bıraktı. - Tom dropped Mary off in front of John's.

Lütfen beni istasyona bırak. - Please drop me off at the station.

drop
(Havacılık) atlama
drop
içki

Bir içki için uğrayalım. - Let's drop in for a drink.

drop
{i} damla: a drop of water su damlası; bir damla su. Would you like a drop of brandy? Bir konyak ister misiniz?
drop
durdurmak
drop
Düşür / İptal et /Bırak (fare)
drop
{f} tutulmak
drop
{f} kesmek
drop
{f} damlamak
drop
pano
drop
küç
drop
{f} alçalmak
drop
(Tekstil) 1. damla 2. damlamak
الإنجليزية - الإنجليزية
drop

I forked over the $19.25. I was in no position to be dropping twenties like gumdrops but I deserved something good from this crappy morning.

to spend (money)

    فيديوهات

    ... I don't spend money on houses and lots of cars, but I do ...
    ... spend money on security, and they never find me. ...
المفضلات