Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.
- It was a pleasant day, but there were few people in the park.
Dün gece güzel bir rüya gördüm.
- I had a pleasant dream last night.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Hiçbir şey sabah yapılan bir yürüyüş kadar hoş değil.
- Nothing is as pleasant as a walk in the morning.
Mike'ın Yumi ile konuşması keyifliydi.
- It was pleasant for Mike to talk to Yumi.
Hayatta hiçbir şey keyifli değildir.
- Nothing is pleasant in life.
Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
- In order to relax, I need to listen to soothing music.