to someone

listen to the pronunciation of to someone
الإنجليزية - التركية
birini

Tom tanımadığı birinin yanında oturdu. - Tom sat down next to someone he didn't know.

birine

Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz. - In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.

Bunu istemiyorsan onu başka birine vereceğim. - If you don't want this, I'll give it to someone else.

hatır için as a favor
birisi

Birisi onun kolundan tuttuğunda o korkudan çığlık attı. - She screamed with horror as someone took hold of her arm.

Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi. - Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.

to them
onlara

Onlar gitmeden önce onlara hoşça kal demeye git. - Go say goodbye to them before they leave.

Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım. - I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.

to me
bana göre

O bana göre iki yıl kıdemli. - She is senior to me by two years.

Bana göre bir anlamı yok. - It doesn't make sense to me.

to you
sana

Kanatlarım olsa, sana uçarım. - If I had wings, I would fly to you.

Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver. - Allow me to introduce Mayuko to you.

to us
bize

Avukat yeni yasayı bize açıkladı. - The lawyer explained the new law to us.

Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik. - We demanded that he explain to us why he was late.

to it
ona
to somebody
birini

Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun - You live next to somebody I work with.

to somebody
birine

Bunu başka birine söyle. - Tell it to somebody else.

Çek birine para ödeme yöntemidir. - A check is a method of paying money to somebody.

to you
size

Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış. - It is up to you to apply for the job.

Üzgünüm size yazmam uzun sürdü. - Sorry it took me so long to write to you.

someone
biri

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi. - Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.

to it
o
to me
bendene
to this
Bunun

Bunun için görünenden daha fazlası varsa, umarım bana söylersin. - If there's more to this than meets the eye, I hope you'll tell me.

Tom hâlâ hayatta olsaydı bugün nasıl görünürdü?Aşağıdaki fotograf kullanımı, bunun bir cevabını bulmaya çalışıyor. - How would Tom look today if he were still alive? The following photomanipulation attempts to find an answer to this.

to you
senine
to you
sizlerin
to your
için
someone
bir kimse

Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor. - A certain someone is being awfully fragile today.

O, şüpheleneceğin bir kimse değildi. - He wasn't someone you'd suspect.

someone
şahsiyet
someone
kimse

Neden kimseye söylemedin? - Why didn't you tell someone?

Neden kimse Tom'a yardım etmedi? - Why didn't someone help Tom?

someone
önemli kimse
to her
ona
to him
ona

Ona beş dolar ödedim. - I paid five dollars to him.

Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok. - I've got nothing to say to him.

to this
buna

Buna alışabildiğimi düşünüyorum. - I think I could get used to this.

Sonunda buna alışacağımdan oldukça eminim. - I'm pretty sure I'll get used to this eventually.

الإنجليزية - الإنجليزية
some person

Is someone there?.

If you say that a person is someone or somebody in a particular kind of work or in a particular place, you mean that they are considered to be important in that kind of work or in that place. `Before she came around,' she says, `I was somebody in this town'. be someone to be or feel important
{i} person, human, human being
To it
thereto
To that
thereto
someone
A partially specified but unnamed person
someone
pron. some person, somebody
someone
a human being; "there was too much for one person to do"
someone
You use someone or somebody to refer to a person without saying exactly who you mean. Her father was shot by someone trying to rob his small retail store I need someone to help me If somebody asks me how my diet is going, I say, `Fine'
to it
to that; "with all the appurtenances fitting thereto"
to this
hereto
to someone

    الواصلة

    to some·one

    التركية النطق

    tı sʌmwʌn

    النطق

    /tə ˈsəmˌwən/ /tə ˈsʌmˌwʌn/

    فيديوهات

    ... a cat in Silicon Valley without hitting someone who thinks that property rights are an important ...
    ... used to mean that someone like Amanda showing a physician's assistant ...
المفضلات