to someone

listen to the pronunciation of to someone
الإنجليزية - التركية
birini

Tom tanımadığı birinin yanında oturdu. - Tom sat down next to someone he didn't know.

birine

Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme. - Don't lend money to someone who can't have a morning erection.

Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi? - Have you ever shown your scar to someone?

hatır için as a favor
birisi

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

Birisi onun kolundan tuttuğunda o korkudan çığlık attı. - She screamed with horror as someone took hold of her arm.

to them
onlara

Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım. - I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.

Onlar gitmeden önce onlara hoşça kal demeye git. - Go say goodbye to them before they leave.

to me
bana göre

O, bana göre üç yıl kıdemli. - She is senior to me by three years.

O bana göre altı yıl kıdemli. - She is senior to me by six years.

to you
sana

Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver. - Allow me to introduce Mayuko to you.

Kanatlarım olsa, sana uçarım. - If I had wings, I would fly to you.

to us
bize

Avukat yeni yasayı bize açıkladı. - The lawyer explained the new law to us.

Bay Hasimoto bize karşı adil. - Mr. Hashimoto is fair to us.

to it
ona
to somebody
birini

Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun - You live next to somebody I work with.

to somebody
birine

Çek birine para ödeme yöntemidir. - A check is a method of paying money to somebody.

Bunu başka birine söyle. - Tell it to somebody else.

to you
size

Ne yapılacağı size kalmış. - What to do is up to you.

Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım. - I will write to you as soon as I can.

someone
biri

Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi. - Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life.

Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış. - Someone has ripped out the first three pages of this book.

to it
o
to me
bendene
to this
Bunun

Tom hâlâ hayatta olsaydı bugün nasıl görünürdü?Aşağıdaki fotograf kullanımı, bunun bir cevabını bulmaya çalışıyor. - How would Tom look today if he were still alive? The following photomanipulation attempts to find an answer to this.

Bunun için anahtarınız var mı? - Do you have the key to this?

to you
senine
to you
sizlerin
to your
için
someone
bir kimse

O, şüpheleneceğin bir kimse değildi. - He wasn't someone you'd suspect.

Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor. - A certain someone is being awfully fragile today.

someone
şahsiyet
someone
kimse

Neden kimse Tom'a yardım etmedi? - Why didn't someone help Tom?

Birinin kafasından neler geçtiğini kimse kesin olarak bilemez. - No one ever really knows what's going through someone else's head.

someone
önemli kimse
to her
ona
to him
ona

Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz. - You may as well say it to him in advance.

Ona beş dolar ödedim. - I paid five dollars to him.

to this
buna

Sonunda buna alışacağımdan oldukça eminim. - I'm pretty sure I'll get used to this eventually.

Buna alışkın değilim. - I'm not used to this.

الإنجليزية - الإنجليزية
some person

Is someone there?.

If you say that a person is someone or somebody in a particular kind of work or in a particular place, you mean that they are considered to be important in that kind of work or in that place. `Before she came around,' she says, `I was somebody in this town'. be someone to be or feel important
{i} person, human, human being
To it
thereto
To that
thereto
someone
A partially specified but unnamed person
someone
pron. some person, somebody
someone
a human being; "there was too much for one person to do"
someone
You use someone or somebody to refer to a person without saying exactly who you mean. Her father was shot by someone trying to rob his small retail store I need someone to help me If somebody asks me how my diet is going, I say, `Fine'
to it
to that; "with all the appurtenances fitting thereto"
to this
hereto
to someone

    الواصلة

    to some·one

    التركية النطق

    tı sʌmwʌn

    النطق

    /tə ˈsəmˌwən/ /tə ˈsʌmˌwʌn/

    فيديوهات

    ... the world with six links.  I know you, you know someone else, that person knows someone ...
    ... lot of these girls, because they don't really have someone ...
المفضلات