to shoo

listen to the pronunciation of to shoo
الإنجليزية - التركية
kışkışlamak
to them
onlara

O, uzun süredir onlara yazmadı. - He hasn't written to them in a long time.

Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım. - I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.

shoo
ünlem
shoo
{f} kışkışlamak
shoo
{ü} Defol!/Kışt!/Hoşt!/Pist!
shoo
{ü} kış kış
to me
bana göre

O, bana göre üç yıl kıdemli. - She is senior to me by three years.

O bana göre altı yıl kıdemli. - She is senior to me by six years.

to you
sana

Kanatlarım olsa, sana uçarım. - If I had wings, I would fly to you.

Sana hikayeyi kim anlattı? - Who told the story to you?

to us
bize

Avukat yeni yasayı bize açıkladı. - The lawyer explained the new law to us.

Bay Hasimoto bize karşı adil. - Mr. Hashimoto is fair to us.

shoo
kovmak
to it
ona
to somebody
birini

Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun - You live next to somebody I work with.

to somebody
birine

Çek birine para ödeme yöntemidir. - A check is a method of paying money to somebody.

Bunu başka birine söyle. - Tell it to somebody else.

to someone
birini

Tom tanımadığı birinin yanında oturdu. - Tom sat down next to someone he didn't know.

to you
size

Siz sadece onu istemek zorundasınız ve o size verilecektir. - You have only to ask for it and it will be given to you.

Üzgünüm size yazmam uzun sürdü. - Sorry it took me so long to write to you.

shoo
pist
shoo
kış

O, sinekleri kışkışladı. - He shooed the flies away.

O onu dışarı kışkışladı. - She shooed him outdoors.

to someone
birine

Eğer uçağın kaza yapacağını birine söylersen, bu söylem hiç bir şey ifade etmeyecek. - If you say this to someone whose plane is going to crash, this phrase is not going to mean anything.

Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme. - Don't lend money to someone who can't have a morning erection.

to it
o
to me
bendene
to this
Bunun

Bunun için anahtarınız var mı? - Do you have the key to this?

Tom hâlâ hayatta olsaydı bugün nasıl görünürdü?Aşağıdaki fotograf kullanımı, bunun bir cevabını bulmaya çalışıyor. - How would Tom look today if he were still alive? The following photomanipulation attempts to find an answer to this.

to you
senine
to you
sizlerin
to your
için
shoo
shooin
shoo
{ü} hoşt
shoo
Haydi! Defol! Kışt! Hoşt!
shoo
kışkışla

Tom sinekleri kışkışladı. - Tom shooed the flies away.

O, sinekleri kışkışladı. - He shooed the flies away.

shoo
{f} away kovmak
shoo
{ü} hişt
shoo
{f} yönlendirmek
shoo
dili kolay kazanılan seçim veya yarış
shoo
kazanacağı önceden belli olan kimse
to her
ona
to him
ona

Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz. - You may as well say it to him in advance.

Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu. - We had no choice but to leave the matter to him.

to someone
hatır için as a favor
to this
buna

O elbiseyi buna tercih ederim. - I prefer that dress to this one.

Sonunda buna alışacağımdan oldukça eminim. - I'm pretty sure I'll get used to this eventually.

الإنجليزية - الإنجليزية
To leave under inducement

You kids had better shoo before your parents get a call.

To usher someone

Shoo the visitor in.

To it
thereto
To that
thereto
shoo
Begone; away; an expression used in frightening away animals, especially fowls
shoo
drive away by crying `shoo!'
shoo
You say `shoo!' to an animal when you want it to go away. Shoo, bird, shoo. to make an animal or a child go away, especially because they are annoying you shoo sb away/out etc
shoo
Go away! Clear off!
shoo
If you shoo an animal or a person away, you make them go away by waving your hands or arms at them. You'd better shoo him away I shooed him out of the room
shoo
{f} drive away, send away, tell a person or animal to go away
shoo
{ü} go away!, get out! (used to drive away a person or animal)
shoo
To induce someone or something to leave
to it
to that; "with all the appurtenances fitting thereto"
to this
hereto
to shoo
المفضلات