to sharpen, provoke, border, move

listen to the pronunciation of to sharpen, provoke, border, move
الإنجليزية - التركية

تعريف to sharpen, provoke, border, move في الإنجليزية التركية القاموس.

edge

Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olurdu. - It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.

O, uçurumun kenarında durdu. - He stood on the edge of the cliff.

edge
kırak
edge
sırt
edge
(Bilgisayar) kenar kenar
edge
yaklaşmak

Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olurdu. - It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.

edge
kenar çizgisi
edge
keskin kenar
edge
kenardan yavaş yavaş ilerlemek
edge
{f} kenar yap
edge
{f} kenar yapmak
edge
{i} kıyı
edge
{i} kesit
edge
{f} (bir tarafa doğru) yavaş yavaş gitmek
edge
ak
edge
ayrıt, kenar kenar
edge
kenardan y
edge
ilerletmek
edge
(isim) keskin kenar, ağız, kıyı, keskinlik, şiddet, kenar, kesit, üstünlük
edge
kenar,v.kenar yap: n.kenar
الإنجليزية - الإنجليزية
{v} edge
to sharpen, provoke, border, move
المفضلات