Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
- It is not always easy to separate right from wrong.
Onların her biri ayrı ayrı ödedi.
- They each paid separately.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
- Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Ailesinden ayrılmayı sevmiyordu.
- He didn't like being separated from his family.
Dil kültürden ayrılmaz.
- You can't separate language from culture.
Dili kültürden ayıramazsınız.
- You can't separate language from culture.
Öğretmen bizi iki gruba ayırdı.
- Our teacher separated us into two groups.
Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
- The Karakoram separates China from Pakistan.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.