Bir dönem daha hizmet etmek istemiyordu.
- He did not want to serve another term.
Bir hükümet ideolojiler mi sunmak zorunda? Daha doğrusu insanların çıkarlarına mı hizmet etmek zorunda?
- Does a government have to serve ideologies, or rather, the interests of the people?
Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.
- In Japan it is not customary to tip for good service.
Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
- Bank services are getting more and more expensive.
Bir dönem daha hizmet etmek istemiyordu.
- He did not want to serve another term.
Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
- My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.
- This serves to show how honest she is.
Yemek tarifi altı kişiye hizmet vermektedir.
- The recipe serves six people.
Şimdi akşam yemeği zamanı, ve uçuş görevlileri akşam yemeğini servis etmeye başlarlar.
- It is now dinner time, and flight attendants begin to serve dinner.
Reşit olmadığı için, onlar Tom'a bir içki servisi yapmadılar.
- They wouldn't serve Tom a drink because he was underage.
Bu onun ne kadar dürüst olduğunu göstermek için hizmet vermektedir.
- This serves to show how honest she is.
Yemek tarifi altı kişiye hizmet vermektedir.
- The recipe serves six people.
Tom yirmi kişiye servis etmek için yeterli çorba yaptı.
- Tom made enough soup to serve twenty people.
Bu Hint restoranı sadece vejetaryen yemekleri servis etmektedir.
- This Indian restaurant only serves vegetarian food.
Her zaman başkalarına hizmet etmeye çalışmalıyız.
- We must always try to serve others.
O, efendisine iyi hizmet etti.
- He served his master well.
Kulüp saymanı olarak çalışmaktadır.
- She serves as the club treasurer.
Bu otel öğle yemeği hizmeti vermez.
- This hotel does not serve lunch.
Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.
- Tom served two terms in Congress.
Geri bildiriminiz önemli ve mümkün olan en iyi hizmeti nasıl sağlayabileceğimizi bilmemize yardım edecek.
- Your feedback is important and it will help us to know how we can provide the best service possible.
Belki de yardımcı olabilirim.
- Maybe I can be of service.
Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.
- I had my military service in Ankara.
Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
- Sami finished his two years of military service.
Nasıl hizmet edebileceğimizi bize bildirin.
- Let us know how we can be of service.
Geri bildiriminiz önemli ve mümkün olan en iyi hizmeti nasıl sağlayabileceğimizi bilmemize yardım edecek.
- Your feedback is important and it will help us to know how we can provide the best service possible.
They service the customer base.
To serve customers in a shop.
On the morning of February 28, 1993, ATF agents gathered at a staging area near Waco and prepared to serve a search warrant on the Branch Davidians' residence.
A sofa serves one for a seat and a couch.
Whose serve is it?.
A stallion serves a mare.
to serve a summons.
He served me very ill.
to serve one's turn.
to serve one's country.
to serve the guns.
In women's tennis the need to serve more effectively has become greater in recent years because the game is being played more aggressively, and rallies are becoming shorter as a result.
... responsible web and also serve to help people and users ...
... drugs are natural products tuned up to serve human needs. Animals provide transport, ...