Mary piyango kazandığına dair bir rüya gördü.
- Mary had a dream that she won the lottery.
İyi geceler ve tatlı rüyalar.
- Good night and sweet dreams.
Onunla orada karşılaşacağımı asla düşünmedim.
- I never dreamed that I would meet her there.
Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
- One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.