to rise aloft; to be eminent; to tower; as, lofty ridges and topping mountains

listen to the pronunciation of to rise aloft; to be eminent; to tower; as, lofty ridges and topping mountains
الإنجليزية - التركية

تعريف to rise aloft; to be eminent; to tower; as, lofty ridges and topping mountains في الإنجليزية التركية القاموس.

top
{i} tepe

Sonunda, onlar dağın tepesine ulaştı. - At last, they reached the top of the mountain.

O, tepeye ulaşamayacak kadar çok kısa. - She's too short to reach the top.

top
{i}
top
{i} tepe nokta
top
(Bilgisayar) yukarı
top
(Bilgisayar) yukarıya
top
gölgede bırakmak
top
(Bilgisayar) üstten
top
kap
top
en üst kat
top
başına varmak (bir yerin)
top
yatırmak
top
üstünden geçmek
top
üstünü örtmek
top
üstünde bulunmak
top
doruk
top
en üstün yer
top
{s} en iyi

Tom en iyi mühendislerimizden biri. - Tom is one of our top engineers.

Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım. - I always buy a top quality product even if it is slightly more expensive.

top
enen üst
top
en üstünzirve
top
en üstteki
الإنجليزية - الإنجليزية
top
to rise aloft; to be eminent; to tower; as, lofty ridges and topping mountains

    الواصلة

    to rise aloft; to be eminent; to tower; as, lof·ty ridges and top·ping Moun·tains

    النطق

المفضلات