Ben bu iddiayı reddetmek istemiyorum.
- I do not want to reject this claim.
Cahilliğin en yüksek formu, hakkında hiçbir şey bilmediği bir şeyi reddetmektir.
- The highest form of ignorance is to reject something you know nothing about.
Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değil.
- It's not easy to discard a bad habit.
Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.
- The customer rejected everything that I showed her.
Komşu ağacını kesme ricamı reddetti.
- My neighbor rejected my request to cut his tree.
Tom bu teklifi geri çevirdi.
- Tom rejected this proposal.
Onlar başvurumu geri çevirdiler.
- They rejected my application.
... one of all 50 states. And the key to great schools: great teachers. So I reject the idea ...