Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Ben her zaman bir spor arabaya sahip olmak istedim.
- I've always wanted to own a sports car.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
- This is a picture of her own painting.
O kendisinin en kötü düşmanıdır.
- She is her own worst enemy.
Tom, kendisinin en kötü düşmanı.
- Tom is his own worst enemy.
Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Kendi avukatını edinmek istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to get your own lawyer?
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
It must be owned, the good Jocelin, spite of his beautiful childlike character, is but an altogether imperfect 'mirror' of these old-world things!.