Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
- Do you seriously want to race me?
Sadece dört at yarışta yarıştı.
- Only four horses competed in the race.
Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
- Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
Amerika'da yaşayan birçok farklı ırklarda insanlar vardır.
- There are people of many different races living in America.
Dünyada birçok farklı ırk vardır.
- There are many different races in the world.
İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.
- Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.
O, dürbününü kullanarak at yarışını izledi.
- He watched the horse race using his binoculars.
Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.
- Tom boasts of never having been defeated in a horse race.
O, kayak yarışlarında mücadele ediyor.
- He competes in ski races.
The word ‘laconic’ derives from Lakon (“person from Lakonia”) the district around Sparta in southern Greece in ancient times, whose inhabitants were famous for their brevity of speech. When Philip of Macedon threatened them with, “If I enter Laconia, I will raze Sparta to the ground,” the Spartans’ reply was, “If.”.