Öğle yemeğini getirmek zorunda değilsin.
- You do not have to bring your lunch.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
- In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.
Bana dergileri getir.
- Bring me the magazines.