Tom bana oradan çıkmak için bekleyemediğini söyledi.
- Tom told me he couldn't wait to get out of there.
Tom öğleden sonra sadece evden çıkmak zorunda olduğuna karar verdi.
- In the early afternoon, Tom decided that he just had to get out of the house.
Defol! Ve sakın bana bir daha dokunma!
- Get out! And don't ever touch me again!
Seni iğrenç canavar, buradan defol!
- You filthy beast, get out of here!
Sadece buradan gitmek zorundayım.
- I just have to get out of here.
Bu şehirden gitmek istiyorum.
- I want to get out of this town.
The organization has just gotten their newsletter out.