Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- It will take a long time to suppress the revolt.
Kan şekeri bozukluğu düşük seviyede olan kişiler onların duygularını bastırmak için güçten yoksun olmaları nedeniyle kolayca korkarlar ve öfkelenirler.
- People suffering from low level of blood sugar disorder, because they lack the power to suppress their emotions, get easily frightened and angry.
Tom bir gülümsemeyi bastırmaya çalışıyor.
- Tom is trying to suppress a smile.
Onun, duygularını bastırması çok zordu.
- It was very hard for her to suppress her emotions.
Tom öfkesini bastıramadı.
- Tom couldn't suppress his anger.
Tom öfkesini bastırdı.
- Tom suppressed his anger.