Tom bunu taahhüt etti.
- Tom has pledged to do that.
Ona olan bağlılığımı taahhüt ettim.
- I pledged my loyalty to him.
Ona olan bağlılığımı taahhüt ettim.
- I pledged my loyalty to him.
Tom bunu taahhüt etti.
- Tom has pledged to do that.
Bunu bir daha asla yapmayacağına dair kendi kendine söz verdi.
- She pledged herself never to do it again.
Sigarayı bırakma sözü her yıl ilk on Yeni Yıl kararı arasında yer alıyor.
- The pledge to stop smoking cigarettes ranks among the top ten New Year's resolutions year after year.
Tom onu yapmayı vaat etti.
- Tom has pledged to do that.
Belgesel, yoksulların durumuyla ilgili bilinci arttırmayı amaçlıyor.
- The documentary is meant to raise consciousness about the plight of the poor.
... and I actually asked for a pledge from the private sector, ...
... Governor Romney's pledge of not reducing the deficit ' or ' or ' or not adding to ...