to perfume; to scent

listen to the pronunciation of to perfume; to scent
الإنجليزية - التركية

تعريف to perfume; to scent في الإنجليزية التركية القاموس.

essence
{i} ruh
essence
{i} öz

Sevmek yaşamın özüdür. - Loving is the essence of life.

Bireysel özgürlük demokrasinin temelidir. - Individual liberty is the essence of democracy.

essence
{i} nitelik
essence
esas nitelik
essence
töz
essence
esas

Bu, esas itibariyle, bilimin sırrıdır. - This, in essence, is the secret of science.

Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir. - As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery.

essence
esans
essence
asıl
essence
{i} cevher
essence
mahiyet
essence
{i} esans, ıtır
essence
hakikat
essence
esans/öz
essence
öz varlık
essence
(Tıp) Tasfiye edilmiş durumdaki alkol ruhu içinde bulunan uçucu bir yağ çözeltisi
الإنجليزية - الإنجليزية
essence