Tom küskün olduğunu söyledi.
- Tom said that he was offended.
Tom'un kırgın olmadığını umuyorum.
- I hope Tom wasn't offended.
Tom kırgın görünmüyordu.
- Tom didn't seem offended.
Tom gerçekten dargın olduğunu söyledi.
- Tom said that he was really offended.
Tom dargın görünmüyordu.
- Tom didn't look offended.
Gücenmiş hissetmek için kesinlikle hiçbir nedenin yok.
- You have absolutely no reason to feel offended.
O, onun söylediklerinden gücenmiş gibi görünüyordu.
- She seems to have been offended by what he said.
Onları davet etsen iyi olur yoksa küsecekler.
- You had better invite them or they will be offended.
Tom küskün olduğunu söyledi.
- Tom said that he was offended.
Seni incittiysem özür dilerim.
- I apologize if I offended you.
Onu incittiği için özür diledi.
- He apologized for having offended her.
Seni küstürmek için ne yaptığımdan emin değilim.
- I'm not sure what I've done to offend you.
... If I've offended any newspaper journalists ...
... offended over. ...