Arapça çalışmak istiyorum.
- I would like to study Arabic.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
- My father converted a garage into a study.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi.
- Tom came to France with the intention of studying French.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.