Ücretler yükselmek üzere.
- Fees are about to go up.
Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.
- Prices are about to go up again.
Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
- Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking.
Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
- There's no guarantee that the stock will go up.
Bu araba kolayca dağa çıkmak için yeterli güce sahiptir.
- This car has enough power to go up the mountain easily.
Odama çıkmak zorunda kaldım ama anahtarımı unutmuştum.
- I have to go up to our room and I forgot my key.