Giriş sınavını geçebilsin diye, o sıkı çalışıyor.
- He's studying hard so he can pass the entrance exam.
Giriş sınavını geçti.
- He passed the entrance examination.
Zihnimde çocukluğuma açılan gizli bir geçit var.
- There is a secret passageway in my mind leading to my childhood.
Binanın içinde gizli bir geçit bulduk.
- We found a secret passage into the building.
Gemi Panama Kanalından geçti.
- The ship passed through the Panama Canal.
Bu gemi, kanaldan geçmek için fazla büyük.
- This ship is too big to pass through the canal.
Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
- The person whose name was on the passport was described with words.
Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
- If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
- If she studied hard, she could pass the exam.
Bire on testi geçebilirsin.
- Ten to one you can pass the test.
O bir üniversite öğrencisi olarak kabul edilmektedir.
- He passes for a college student.
Linda on altı yaşındaydı fakat yirmi olarak kabul edilmesi için sorun yoktu.
- Linda is sixteen, but had no trouble passing for twenty.