الإنجليزية - التركية
تعريف to mix clay, plaster or mortar with water to obtain the proper consistency في الإنجليزية التركية القاموس.
- temper
- huy
Tom'un çok kötü bir huyu var.
-Tom has a very bad temper.
O çok sıcak huyludur ve kolayca öfkesini kaybedebilir.
-He's very hot-tempered and can easily lose his temper.
- temper
- {i} ruh hali
O, kötü bir ruh hali içindeydi.
-She was in a bad temper.
O, iyi bir ruh hali içinde.
-He is in good temper.
- temper
- (Diş Hekimliği) 1. Bir metali, özelliğine göre çeşitli şekillerde ısıtıp soğutarak sertleştirme işlemi; su verme. 2. Kıvamına getirme
- temper
- asabilik
- temper
- suvermek
- temper
- mizaç
- temper
- öfke
O artık öfkesini tutamadı.
-He couldn't hold his temper any longer.
Tom öfkeyi kontrol altında tutmak için elinden geleni yaptı.
-Tom did his best to keep temper under control.
- temper
- tabiat
- temper
- meneviş
- temper
- {i} huysuzluk
- temper
- {f} yumuşatmak, hafifletmek, azaltmak, etkisini azaltmak: The breeze tempered the sun a bit. Rüzgâr güneşin etkisini biraz azalttı
- temper
- çalgıyı gam dizisine göre ak
- temper
- {f} to -e
- temper
- çeliği kızdırıp hemen soğutarak sertleştirmek
- temper
- (Tıp) Tabiat, karakter
- temper
- (isim) huy, ruh hali, keyif, öfke, sinir, huysuzluk, kıvam, tav, çeliğe verilen su
- temper
- {f} akort etmek
- temper
- {i} keyif
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to mix clay, plaster or mortar with water to obtain the proper consistency في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- temper
to mix clay, plaster or mortar with water to obtain the proper consistency
الواصلة
to mix clay, plas·ter or mor·tar with wa·ter to ob·tain the prop·er con·sist·en·cyالنطق
Resimler
السابق
المفضلات