Bu tür hataların gelecekte olmamasını sağlamak için elimden geleni yapacağım.
- I will do my best to ensure that such mistakes do not occur in future.
Tom bu tür bir şeyin tekrar olmamasını sağlamak için gücü dahilinde her şeyi yapacağını söyledi.
- Tom promised to do everything within his power to ensure that this kind of thing wouldn't happen again.
Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
- Before that, we had better make sure of the fact.
Onun evde olup olmadığından emin olmalıyım.
- I must make sure whether he is at home or not.
Tom gazın kapalı olduğundan emin olmak için kontrol etti.
- Tom checked to make sure the gas was turned off.
Tom kilitli olduğundan emin olmak için kapısını iki kez kontrol etti.
- Tom double-checked his door to make sure it was locked.
When you leave, make sure you lock the door behind you.
... and less we also do more to make sure our economy ...
... your kids can go to college. Make sure that you are getting a good paying job, making ...