to make or become quiet; to be silent; to stop

listen to the pronunciation of to make or become quiet; to be silent; to stop
الإنجليزية - التركية

تعريف to make or become quiet; to be silent; to stop في الإنجليزية التركية القاموس.

peace
sessiz olun
peace
{i} sükunet
peace
iç huzuru

Meditasyom bana iç huzuru verir. - Meditation gives me peace of mind.

peace
güvenlik
peace
rahat

Ölüler gitti, onlar kendilerini savunamazlar. Yapılacak en iyi şey onları rahat bırakmaktır! - The dead are gone and they cannot defend themselves. The best thing to do is to leave them in peace!

peace
barış

Savaş asla barışı kanıtlamamıştır. - Battle's never proven peace.

Bütün dünyada barış vardı. - There was peace all over the world.

peace
huzur

O, uykusunda huzur içinde vefat etti. - She passed away peacefully in her sleep.

Huzurlu evlilik bu dünyanın cennetidir, çekişmeli evlilik bu dünyanın arafıdır. - Marriage, in peace, is this world's paradise; in strife, this life's purgatory.

peace
asayiş
peace
barış anlaşması
peace
peace offering barış ve uzlaşma gayesiyle verilen hediye
peace
(isim) barış, sulh, huzur, rahat, sessizlik, sükunet
peace
Peace be with you Selâmünaleyküm
peace
peace pipe dostluk ve banş çubuğu Kı
peace
sukunet
peace
{i} huzur, sükûn, rahat, asayiş
peace
barışma
peace
{i} sessizlik

Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi. - Tom just wanted some peace and quiet.

Tom'un bütün istediği biraz huzur ve sessizlikti. - All Tom wanted was some peace and quiet.

الإنجليزية - الإنجليزية
peace
to make or become quiet; to be silent; to stop
المفضلات