الإنجليزية - التركية
تعريف to make devices; to form designs; to plan; to scheme; to plot في الإنجليزية التركية القاموس.
- contrive
- uydurmak
- contrive
- icad etmek
- contrive
- ayarlamak
- contrive
- planlamak
- contrive
- bir yolunu bulup yapmak
- contrive
- bul
O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
-He contrived a means of speaking to Nancy privately.
- contrive
- becermek
- contrive
- {f} ev idare etmek
- contrive
- bir yol aramak
- contrive
- {f} icat etmek
- contrive
- (fiil) icat etmek, bulmak, tasarlamak, yapmak, başarmak, planlamak, ev idare etmek
- contrive
- contrive to do uydurmak
- contrive
- {f} başarmak
- contrive
- contrived yapmacık
- contrive
- (a way of/a means of) -in yolunu bulmak, için bir yol bulmak: She contrived a way to get herself invited to the party. Kendisini partiye
- contrive
- {f} 1. (a way of/a means of) -in yolunu bulmak, için bir yol bulmak: She contrived a way to get herself invited to the party. Kendisini partiye
- contrive
- başar,bul
- contrive
- başar/icat et/planla
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to make devices; to form designs; to plan; to scheme; to plot في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- contrive
to make devices; to form designs; to plan; to scheme; to plot
النطق
Resimler
السابق
المفضلات