Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır.
- If you are a member of a primitive community and you wish to produce, say, food, there are two things that you must do.
Dil bilgisi açısından doğru olan cümle üretmek için çalışman gerekir.
- You should try to produce grammatical sentences.
Açık hava marketinde taze ürün satılmaktadır.
- Fresh produce is sold at an open-air market.
Ada ihracatının %82'si, beşte dörtten fazlası, tarımsal ürünlerdir.
- 82% - more than four-fifths - of the island's exports is agricultural produce.
Çabalarım hiç sonuç vermedi.
- My efforts produced no results.
Benzer sebepler benzer sonuçlar üretirler.
- Like causes produce like results.
Polis fiziksel kanıt göstermekte başarısız oldu.
- Police failed to produce physical evidence.