Tom yalan söylemekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.
- Tom had no qualms about lying.
O yalan söylemeye çekinmez.
- He has no scruples about lying.
Tom yatakta hasta uzanıyor.
- Tom is lying ill in bed.
Tom elma ağacının altında çimin üzerinde uzanıyor.
- Tom is lying on the grass under an apple tree.
Bütün gün yatakta yatmaktan usandım.
- I got tired of lying in bed all day.
Otun üstünde yatan köpek benimdir.
- The dog lying on the grass is mine.
Tom sokakta yatan bir ayyaşı fark etti.
- Tom noticed a drunkard lying in the street.
Kyoko, çimde uzanmaktadır.
- Kyoko is lying on the grass.
Uzanmadığını biliyorum.
- I know you're not lying.
... always -- like, just the other night, last night, I was lying ...
... through my keyboard using a software keylogger, I need to know that the OS isn't lying when ...