to lust for

listen to the pronunciation of to lust for
الإنجليزية - التركية

تعريف to lust for في الإنجليزية التركية القاموس.

love
sevmek

Sevmek kolay fakat sevilmek zordur. - It is easy to love, but hard to be loved.

Hayattaki en büyük mutluluk sevmek ve sevilmek. - It is the greatest happiness in life to love and to be loved.

love
{i} sevda
love
{i} aşk

Aşk onu rüyalarında görmektir. - Love is seeing her in your dreams.

Aşkın kör olduğunu söylüyorlar. - They say love is blind.

love
{i} sevgi

Sevgiden daha pahalı bir şey yoktur. - There's nothing more expensive than love.

Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar. - The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.

love
{i} tutkunluk
love
{f} sevmek, âşık olmak
love
{i} sevgili

Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar. - The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.

Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece seni seviyorum! dedi. - Mary didn't have the money to buy Tom anything for Valentine's Day, so she just told him I love you!

love
{i} yar

O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk. - He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!

Başkalarına yardım etmeyi severim. - I love to help others.

love
(Argo) mala vurmak
love
(Argo) cinsel ilişkiye girmek
love
aşık olmak

Âşık olmak için çok gençsin. - You are too young to be in love.

Kime aşık olmak istersin? - Who would you like to fall in love with?

love
(İİ.) canım
love
ile sevişmek
lust for
hırs beslemek
lust for
şehvetle istemek
lust for
heves et
lust for
arzulamak
love
love charm aşk hus
love
(isim) aşk, sevgi, sevda, tutkunluk, sevgili, hayranlık; yar
love
Küpid
love
aşk tanrısı
love
eros
love
sevme

Hiç kimse onun onu sevip sevmediğini bilmiyor. - No one knows if he loves her or not.

Biz komşularımızı sevmeliyiz. - We should love our neighbors.

love
(fiil) sevmek
الإنجليزية - الإنجليزية
love
to lust for
المفضلات