to look in (a place) for something

listen to the pronunciation of to look in (a place) for something
الإنجليزية - التركية

تعريف to look in (a place) for something في الإنجليزية التركية القاموس.

search
araştırmak

Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi. - Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.

Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok. - We don't have time to search every room carefully.

search
aramak

Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı. - Many men set out for the West in search of gold.

O, kayıp çocuğunu aramak için gitti. - She went in search of her lost child.

search
araştırma

Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi. - All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.

O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti. - She went in search of a doctor for her sick baby.

search
{f} 1. araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
(Askeri) ARAŞTIRMAK: Bir hava hedefinin yerini tespit etmek üzere, ışıldak ve radar huzmesini semada bir saha üzerinde ileri hareket ettirmek
search
{f} incelemek
search
gemide araştırma yapma
search
araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
search out araştırıp öğrenmek
search
{f} sondalamak [tıp.]
search
dikkatle tetkik ve teftiş etmek
search
arama tarama yapmak
search
yoklamak
search
üstünü aramak
search
yoklama
search
bakma
search
(fiil) araştırmak, aramak, üstünü aramak, yoklamak, incelemek, sondalamak [tıp.], gedik açmak (mermi)
الإنجليزية - الإنجليزية
search

I searched the garden for the keys and found them in the vegetable patch.

to look in (a place) for something
المفضلات