Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.
- Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.
Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
- We don't have time to search every room carefully.
Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
- Many men went west in search of gold.
Böcek aramak üzere ormana girdik.
- We went into the woods in search of insects.
Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
- All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.
- She went in search of a doctor for her sick baby.
To search the God of loue, her Nymphes she sent / Throughout the wandring forrest euery where .