Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Arapça çalışmak istiyorum.
- I would like to study Arabic.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi.
- Tom came to France with the intention of studying French.
Tom Fransızca öğrenme isteğini kaybetti.
- Tom has lost interest in studying French.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil.
- Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.
Yabancı bir dil öğrenmek zordur.
- Studying a foreign language is hard.
He studied the map in preparation for the hike.
Try to look at it from Tom's point of view.
- Try to look at it from Tom's point of view.