to look, while trying not to be seen or noticed

listen to the pronunciation of to look, while trying not to be seen or noticed
الإنجليزية - التركية

تعريف to look, while trying not to be seen or noticed في الإنجليزية التركية القاموس.

peep
{f} gözetlemek
peep
röntgen

O, Şu anda bakıyorsun. Sen röntgenliyorsun Tom dedi kızgınlıkla. - Just now, you were looking. You Peeping Tom,she said angrily.

Perdeyi kapa! Caddenin karşısındaki evde yaşayan adam bir röntgenci. - Close the curtains! The guy living in the house across the street is a Peeping Tom.

peep
{f} gözetle

Tom gözetleme deliğinden baktı. - Tom looked through the peephole.

Tom kapıyı açmadan önce gözetleme deliğinden baktı. - Tom looked through the peephole before opening the door.

peep
ötme sesi
peep
röntgenlemek
peep
cik
peep
gözetleme

Tom gözetleme deliğinden baktı. - Tom looked through the peephole.

Tom kapıdaki gözetleme deliğinden baktı. - Tom looked through the peephole in the door.

peep
bir yarık veya
peep
görün/dikizle
peep
ince ve cırtlak sesle konuşmak
peep
{i} civciv sesi
peep
(fiil) dikizlemek, gözetlemek, röntgencilik yapmak, kaçamak bakmak, görünüvermek, çıkmak
peep
{i} gizlice bakma
peep
civciv veya fare gibi "cik cik" diye ses çıkarmak
peep
{i} delikten bakma
peep
ses/bakış
peep
cik cik
peep
peep of day gün ağarması
peep
aşılmak
peep
{i} cırtlak ses
الإنجليزية - الإنجليزية
peep
to look, while trying not to be seen or noticed
المفضلات