Bu araba için yedek parça alamam.
- I can not buy spare parts for this car.
Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
- Tom opened the trunk to get the spare tire.
Boş zamanımda gitar çalarım.
- I play the guitar in my spare time.
Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm.
- I translate sentences on Tatoeba in my spare time.