Şaka ile öyle söyledim.
- I said so by way of a joke.
Sadece bir şakaydı.Aydınlat!
- It was just a joke. Lighten up!
Fıkra anlatmak hoşuma gidiyor.
- I like to tell jokes.
Tom fıkra anlatmakta çok iyi.
- Tom is very good at telling jokes.
Tom Mary'nin fıkrasını duyduğunda kıkır kıkır güldü.
- Tom chuckled when he heard Mary's joke.
Fıkrayı duyduğunda, kahkahaya boğuldu.
- Hearing the joke, he burst into laughter.
O, o konuda bir şaka yaptı.
- He made a joke about it.
Tom Mary'ye bir ırkçı şaka yaptı.
- Tom told Mary a racist joke.
Ben gençken, bir çocuğun sahip olabileceği en modern şey, bir transistör radyoydu.
- When I was young, the hippest thing a kid could own was a transistor radio.
Daha genç çocuklarla uğraşmayın.
- Don't pick on younger kids.
Şaka yapmakta iyi değilim.
- I'm not good at making jokes.
O tam bir alay konusu.
- She's a complete joke.
O, tam bir alay konusu.
- He's a complete joke.
Bu çocuk küçük bir şeytan.
- That kid is a little demon.
Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
The president was a joke.
... but the human skills decided limited to be like that joke about how can you tell ...
... So if the joke's on me I'll still play along. ...