to invite; to call in; to request to come

listen to the pronunciation of to invite; to call in; to request to come
الإنجليزية - التركية

تعريف to invite; to call in; to request to come في الإنجليزية التركية القاموس.

bid
{f} teklif vermek

Bütün okul teklif vermek için elini kaldırdı gibi görünüyordu. - It seemed like the whole school raised their hand to bid.

bid
{f} fiyat vermek
bid
(Askeri) fiyat artırma
bid
(Ticaret) arz
bid
fiyat teklif etmek
bid
(Ticaret) ihale teklifi
bid
bidding müzayedede fiyat artırma
bid
çağırmak
bid
değer biçmek
bid
teklif

ben tüm fiyat teklifleri gelene kadar karar vermeyi erteyelim. - I suggest that we hold off on making a decision until all bids are in.

Ne kadar teklif ettin? - How much did you bid?

bid
dilemek
bid
{i} öneri
bid
{f} demek
bid
deklarasyon yapan kimse
bid
{f} briç deklarasyon yapmak
bid
{f} (bade/bid, --den/bid, --ding)
bid
{f} emretmek, kumanda etmek
bid
deklarasyon yapmak
الإنجليزية - الإنجليزية
bid
to invite; to call in; to request to come
المفضلات