Tom pikniği iptal etmek zorunda kalabilir.
- Tom may have to cancel the picnic.
İptal etmek istemeyiz.
- We don't want to cancel.
Tom'un uçuşunu iptal etmesi gerekiyor.
- Tom needs to cancel his flight.
Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
- The meeting was canceled because of the rain.
Rezervasyonumu iptal ettirmek istiyorum.
- I'd like to cancel my reservation.
He cancelled his order on their website.