to inquire after; to look for; to seek

listen to the pronunciation of to inquire after; to look for; to seek
الإنجليزية - التركية

تعريف to inquire after; to look for; to seek في الإنجليزية التركية القاموس.

search
araştırmak

Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi. - Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.

İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi. - He came to Tokyo in search of employment.

search
aramak

Böcek aramak üzere ormana girdik. - We went into the woods in search of insects.

Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti. - Many men went west in search of gold.

search
araştırma

Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu. - The search party found him lying at the foot of a cliff.

Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim. - I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.

search
{f} 1. araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
(Askeri) ARAŞTIRMAK: Bir hava hedefinin yerini tespit etmek üzere, ışıldak ve radar huzmesini semada bir saha üzerinde ileri hareket ettirmek
search
{f} incelemek
search
gemide araştırma yapma
search
araştırmak, aramak: We are searching for an inexpensive apartment. Ucuz bir daire arıyoruz. They searched the house from top to bottom
search
search out araştırıp öğrenmek
search
{f} sondalamak [tıp.]
search
dikkatle tetkik ve teftiş etmek
search
arama tarama yapmak
search
yoklamak
search
üstünü aramak
search
yoklama
search
bakma
search
(fiil) araştırmak, aramak, üstünü aramak, yoklamak, incelemek, sondalamak [tıp.], gedik açmak (mermi)
الإنجليزية - الإنجليزية
search