to incite to action; to arouse; to instigate; to prompt; to excite

listen to the pronunciation of to incite to action; to arouse; to instigate; to prompt; to excite
الإنجليزية - التركية

تعريف to incite to action; to arouse; to instigate; to prompt; to excite في الإنجليزية التركية القاموس.

stir
karıştırmak

Ben işleri karıştırmak istemiyorum. - I don't want to stir things up.

stir
hareketlenmek
stir
kıpırdamak
stir
{i} hareketlenme
stir
{i} heyecan

Haber heyecan yaratıyor. - The news is creating a stir.

Haber büyük bir heyecan yarattı. - The news caused a huge stir.

stir
{f} uyandırmak
stir
{i} telaş
stir
çalkalamak
stir
kımıldatmak
stir
karıştırma

Ben işleri karıştırmak istemiyorum. - I don't want to stir things up.

Pilavı karıştırmazsan onu yakarsın. - If you don't stir the rice, it will burn.

stir
canlılık
stir
harekete geçirmek
stir
{i} kaynaşma
stir
{f} oynatmak
stir
hareket/karıştırma
stir
{f} karıştırmak: If you don't stir it, it'll burn. Onu karıştırmazsan dibi yanar
stir
{f} kıpırdatmak
stir
{i} kodes
stir
{f} hareket ettirmek
stir
{i} hapishane
الإنجليزية - الإنجليزية
stir

That night he was almost too happy to sleep, and so much love stirred in his little sawdust heart that it almost burst.

to incite to action; to arouse; to instigate; to prompt; to excite
المفضلات