to hinder; to debar; to prevent; to preclude

listen to the pronunciation of to hinder; to debar; to prevent; to preclude
الإنجليزية - التركية

تعريف to hinder; to debar; to prevent; to preclude في الإنجليزية التركية القاموس.

prohibit
{f} yasaklamak
prohibit
{f} önlemek
prohibit
{f} yasak etmek
prohibit
{f} menetmek
prohibit
men etme
prohibit
(Kanun) men etmek
prohibit
olma

Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor. - The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color.

Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor. - The law prohibits minors from smoking.

prohibit
olanak vermemek
prohibit
engel olmak
prohibit
yasakla

Silah ihracatı yasaklandı. - Weapons export was prohibited.

Silah ihracatı yasaklandı. - Arms export was prohibited.

prohibit
{f} önüne geçmek
prohibit
engel/yasakla
prohibit
mani olmak
prohibit
resmen menetmek
الإنجليزية - الإنجليزية
prohibit
to hinder; to debar; to prevent; to preclude
المفضلات