to have or take pleasure in; hence, to choose; to wish; to desire; to will

الإنجليزية - التركية

تعريف to have or take pleasure in; hence, to choose; to wish; to desire; to will في الإنجليزية التركية القاموس.

المصطلحات ذات الصلة

please

memnun etmek

Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler. - Some doctors say something to please their patients.

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur. - My immediate boss is tough to please.

please

lütfen

Lütfen çok hızlı konuşma. - Please don't speak so fast.

Lütfen beni otel güvenliğine götürün. - Please get me hotel security.

please

gönül almak

please

allahını seversen

please

gönlünü hoş etmek

please

gönendirmek

please

hatırını hoş etmek

please

gönlünü almak

please

gönlünü etmek

please

hoşuna gitmek

please

sevindirmek

please

memnun edici olmak

please

{f} sevindirmek, hoşnut etmek, memnun etmek

please

{f} buyurmak

please

rica ederim

please

{f} hoşuna gitmek. z. lütfen: Please give me the salt./Please pass the salt. Lütfen tuzu verir

please

{f} tenezzül etmek

please

(fiil) memnun etmek, hoşuna gitmek, hoşnut etmek, keyif vermek, tenezzül etmek, buyurmak

please

{f} keyif vermek

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف to have or take pleasure in; hence, to choose; to wish; to desire; to will في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

please

الواصلة

to have or take pleas·ure in; hence, to choose; to wish; to desire; to will