to have as its consequence

listen to the pronunciation of to have as its consequence
الإنجليزية - التركية

تعريف to have as its consequence في الإنجليزية التركية القاموس.

equal
{s} eşit

Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır. - An integer is natural if and only if it is greater or equal to 0.

Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir. - Everyone has the right of equal access to public service in his country.

equal
denk
equal
aynı düzeyde olmak
equal
eşittir

İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir. - You may write in any language you want. On Tatoeba, all languages are equal.

İki pint bir litreye eşittir. - Two pints are equal to a quart.

equal
yenişememek
equal
akran
equal
{f} eşit ol

Esperanto ile diğer ülkelerden gelen insanlarla eşit olarak iletişim kurabilirsiniz. - With Esperanto you can communicate equally with people from other countries.

Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın. - You have to share the cake equally.

equal
-e eşit olmak
equal
{f} yetişmek
equal
{s} aynı

Her ikisi de aynı derecede makul. - Both are equally plausible.

Tom aynı derecede suçludur. - Tom is equally guilty.

equal
{s} dengeli
equal
{s} başabaş
equal
{f} bir olmak
equal
{i} emsal
equal
aynı miktarda
equal
Şehirler aynı büyüklü
equal
yeterli/eşit
equal
{s} yeterli

O, görev için yeterli değildir. - He is not equal to the task.

equal
{s} hayır demez
الإنجليزية - الإنجليزية
equal
to have as its consequence

    الواصلة

    to have as its con·se·quence

    التركية النطق

    tı häv äz îts känsıkwıns

    النطق

    /tə ˈhav ˈaz əts ˈkänsəkwəns/ /tə ˈhæv ˈæz ɪts ˈkɑːnsəkwəns/
المفضلات